Sosyal medyada, sahihin, zayıfın kelime anlamlarını bile bilmeyen insanların bulunduğu bir mecrada, tartışmalı konularla ilgili olan bir rivayeti sırf sahih diye olduğu gibi paylaşmak hadisi/ sünneti savunmak değil, bilakis bunlara zulmetmektir, zarar vermektir.
İlim bu değil, âlimlik bu değil. Hangi âlim dinle mesafesi olan ya da bu konuların cahili olan kişileri bu şekilde kışkırtmıştır, tartışmalı meseleleri insanları şoklarcasına olur olmaz yerlerde çarşaf çarşaf açmıştır, bunu yaparken sahih rivayetleri de emeline alet etmiştir söyler misiniz?
Bunun tebliğle, hakkı, hakikati savunmakla da bir ilgisi yok. Burada görmediğimiz, tanımadığımız insanlarla tartışarak bir adım dahi yol alamayız dostlar. İnsanların güzel örnek görmeye çok ihtiyaç duydukları şu zamanda yapabilen örnek olsun. Müşârun bi'l benân olsun. İnsanlar "işte bu adam Müslümansa ben de Müslümanım" desin. Gerisi lâf-ı güzâf.
Sahih hadis gösterince her meselenin vuzuha kavuşacağını zanneden kişilerin bu tutumları maalesef büyük oranda kendi dünyalarında yaşayıp dışarıdaki dünyadan bihaber kalmalarından kaynaklanıyor. Oysa ki her doğru her yerde söylenemeyeği gibi her sahih rivayet de her yerde paylaşılmamalı. Paylaşılacaksa da konunun siyâkı, sibâkı iyice anlatılmalı ve böylece muhatabın gönül dünyası aktarılacak olanlara hazırlanmalı. Yoksa "bak bu konuda sahih hadis var, hala nasıl inanmazsın!" şeklindeki sert çıkışlar muhatabı ister istemez savunmaya geçirir, buna ilaveten dini yanlış algılamaya iter. Hatta bu katı söylem zamanla insanları hadise, peygambere ve nihayet dinin kendisine düşman eder.
Toparlayacak olursak, konuları insanlara uzun uzun anlatarak zihinlerine yerleştirmenin zorluğuna katlanamadığı için tek bir sahih rivayetle her şeyi halletmek isteyen, fakat böyle yaparak yüz tane sahih rivayetle bile sonlandırılamayacak daha büyük tartışmalara yol açan kolaycılara şunu söyleyebiliriz:
"Rivayet sahih ama uslübun sahih değil."
Istifadeli bi yazı olmuş kaleminiz kavi olsun hocam
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
YanıtlaSil