26 Mart 2021 Cuma

Ölüm ve Kaderdeki İki Teselli


Şu hayata pamuk ipliğiyle bağlıydım, yakın zamanda muhterem kayınpederimin vefatının ardından ölümün soğuk yüzüyle tanışınca o kadar bağım da kalmadı artık. Ölüm bir yandan buz gibi soğuk, bir yandan da serin kabir toprağını sıcak bir yanak misali ısıtacak kadar sıcakmış.

Günlerdir kendime gelemiyorum. Gülmek, ağlamak, sessizce beklemekle geçiyor günler fakat bunların hiçbiri eskisi gibi değil. Bir de sevdiklerimden bu kadar uzakta olduğum için kendimi suçlu hissetmekle ve yine bir başkasının başına bir şey gelirse ne yapacağımı düşünmekle. "Ne işim var benim burada, neden buradayım ben" diyorum kendi kendime. Kader beni teselli ediyor böyle konuşurken. Ne yaparsam yapayım her şey böyle olacaktı işte.

Ölümde de bir teselli gizlenmiş biliyor musunuz? Ben de yeni farkına varıyorum. Bu bir gün ölen kişiye kavuşacak olma tesellisi. Bunu ancak sevdiklerini kaybedenler anlayabilir. Her ölenin ardından vuslat saatini ters çeviriyorsunuz ve kumları yavaş yavaş dökülmeye başlıyor.

O kumların yok oluşunu seyrediyorsunuz. Yok oluşunuzu. Yok olana duyulan derin bir hasretle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder