2 Aralık 2020 Çarşamba

Avrupa'yı Yetim Bırakan Hun İmparatoru Atilla'dan Liderlik Dersleri


Tarih bizi bazen öyle adamlarla tanıştırır ki bu adamları dostlarından başkası pek görmek istemez. Çünkü onların savaş meydanlarında yaptıkları kulaktan kulaktan ulaşmış, ateş ve kan kokan namları kendilerinden çok önce diyar diyar dolaşmıştır. İşte bu nitelemeye uyan on kişilik bir liste yapacak olsak o listeye en yukarıdan yazılacak isimlerden bir tanesi "Avrupa'yı yetim bırakan", Avrupa Hun İmparatorluğu Hükümdarı Atilla'dır. Nitekim Atilla bir dönem yenilmez ordusuyla Doğu Roma'yı (Bizans) tamamen hakimiyeti altına almış, Batı Roma'yı haraca bağlamış ve tam Batı Roma'nın kalbi olan Roma'yı alacakken bazı kaynaklara göre kendisine bir heyetin gönderilmesi, bazı kaynaklara göre ise bizzat Papa I. Leo'nun beraberinde paha biçilemeyen yüklü miktarda hediyelerle gelip önünde diz çökerek Roma ve cemaati için bağışlanma dilemesiyle Roma'ya saldırmaktan vazgeçmiştir. Tüm bunlardan sonra hristiyanlar, Hz. İsa hayattayken hristiyan olmamaları ve işledikleri günahlardan dolayı tanrının onları cezalandırmak için Atilla'yı gönderdiğine inanmaya başlamışlar, öyle ki kendilerine kök söktüren bu amansız savaşçıya "Tanrı'nın kırbacı" lakabını takmışlardır. Ancak Atilla düşmanlarının yüreklerine korku salan, her askerin yanında savaşmaktan onur duyduğu büyük bir komutan olmasının yanında; oldukça zeki, sezgileri kuvvetli bir diplomat olmasıyla da tanınmış bir liderdir.
Bu yazıda birlikte miladi 5. asırlara kadar geriye gidecek ve kısa bir olay üzerinden bu büyük liderden küçük bir liderlik dersi alacağız.

1. Şehri yağmalama emri
Rivayet odur ki Atilla seferlerinden birinde bir şehri ele geçirir. Tam da şehre ne yapacağını düşündüğü esnada sabırsızlıkla yağma emrini bekleyen askerlerini görür. Onları dikkatle izlemesinin ardından Atilla, askerlerinin bu haline kayıtsız kalamaz ve şehri yağmalamaları için onlara izin verir. Zaten bu onayı bekleyen askerler de hükümdarları lehine naralar atarak şehri talan etmeye koyulurlar. Bunun üzerine Atilla'nın yanındaki üst düzey isimlerden biri ona neden şehrin yağmalanmasına izin verdiğini sorar. Atilla da, "Askerlerin gözlerindeki ganimet hırsını görmedin mi? Ben emir vermesem de onlar zaten şehri yağmalayacaklardı." der.

2. Atilla'dan liderlik dersleri
Bu olay dikkatlice okunduğunda burada her lider ve idareci için çıkarılması gereken dersler olduğu fark edilecektir. Şimdi bu derslerden kendi görebildiğimiz birkaçını sıralayalım.

2.1. Kitleyi tanımak
Atilla bu olayda askerlerinin gözlerine bakmış ve onların ne istediklerini konuşmamalarına rağmen anlayabilmiştir. Bu meziyet, yani kitleyi tanımak her lider için olmazsa olmaz bir niteliktir. Tanımadığınız insanları iyi yönetemezsiniz. Yönetemediğiniz bir kitleye de hükmedemezsiniz. Bu yüzden her idareci öncelikle sorumluluğu altındakileri iyi tanımaya çalışmakla işe başlamalıdır. Onların ne demek istediklerini hal ve hareketlerinden anlayabilmekse her yöneticiye nasip olmayacak, ayrıcalıklı bir yetidir.

2.2. Kuvvetli sezgilere sahip olmak
İyi bir lider birkaç adım sonra başına gelecekleri sezip ortaya çıkması muhtemel kötü durumlara engel olabilen kişidir. Bu olayda Atilla askerlerine yağma izni vermemesi durumunda onların daha büyük problemler, en azından bazı huzursuzluklar çıkarabileceklerini anlayabilmiş ve verdiği emirle bu sorunların önüne geçip onların bağlılıklarını pekiştirmiştir. Unutmamak gerekir ki böylesine kuvvetli bir öngörü çoğu zaman günü kurtarabilir.

2.3. Sözünü çiğnetmemek, çiğnenecek söz söylememek
Bir yerde uzun süre otorite sahibi olmak sözün kıymetinin korunmasıyla mümkün olabilir. Söylediklerinin bir değeri kalmayan yöneticiler, kitlesi üzerindeki etkilerini de yavaş yavaş kaybetmeye başlarlar. Atilla bu olayda ortada zaten önüne geçemeyeceği bir durum olduğunu sezip bu durumu ustaca lehine çevirmeyi bilmiş; yerine getirilmeyecek bir emir değil, herkesin seve seve uyacağı bir emir vermeyi tercih etmiştir. Bu şekilde yaparak iyi bir idarecilik örneği göstermiş, sözünü çiğnetmemiş ve oldukça siyasi bir tavır sergilemiştir. 

2.4. Zorluklardan sonra mükafatlandırmak
Ganimet bir asker için en büyük dünyalık emeldir. Bunun bilincinde bir komutan olan Atilla da zor bir savaşın ardından zafer kazanan ordusunu motive edebilmek için onları cömertçe ödüllendirmiştir. Sürekli savaşıp hiçbir şey elde edemeden yeniden savaşması istenen bir asker nasıl gönülsüz davranacaksa, sürekli çalıştırılıp ödüllendirilmeyen insanlar da sonunda enerjilerini yitirerek kendi kendilerini tüketeceklerdir. Bu yüzden yöneticilerin çalışanlarını ödüllendirmeleri çok önemlidir. "Marifet, iltifata tâbîdir.".

2.5. Hızlı karar alabilmek
Bazı kritik anlarda iyi bir lider kendi başına kararlar alıp hemen uygulayabilmelidir. Böyle anlar onun liderliğini perçinleyen önemli anlardır. Bu yüzden bu olay özelinde istişarenin terk edilmesi bir ayıp sayılmamalıdır. Zira Atilla burada kıvrak zekâsını kullanarak anlık bir karar almış ve gerçek bir lider olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu tavrıyla hem içinde bulunduğu hassas durumdan çabucak sıyrılmış hem de ordusunun daha büyük savaşlara katılma arzusunu diri tutmuştur.

Sonuç
Her Avrupa'lının adını duyduğunda belki dirilebilir korkusuyla şu an bile tir tir titrediği gerçek bir lidere "Liderlik nasıl olur?" sorusunu sorarak kendisinden cevap almaya çalıştık. O da bize başından geçen bir olay üzerinden kısa bir liderlik dersi verdi. Sonuç olarak bu olay özelinde bir liderin sahip olması gereken özellikleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Kitleyi tanımak
- Olayları sezmek
- Sözünü çiğnetmemek
- Mükafatlandırmak
- Karar alıp uygulamak
Bunları başaran herkesin Atilla gibi ordular yürütmesi elbette mümkün görülmese de, yönetme sanatında birkaç adım yol alabilmesinin olası olduğunu düşünmekteyiz.
(Not: Yazının ekinde Atilla, kendisini bizzat gören Bizans tarihçisi Priskos'un tasvirine de uygun olarak, kısa boylu, hafif çekik gözlü ve yanık tenli olarak resmedilmiştir.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder