23 Ocak 2023 Pazartesi

Son Fırsat


İnsan bazen her şeye yeniden başlayacabileceği bir sıfır noktası ister. Çünkü burayı temiz bir sayfa kabul eder. Allah bizim bu halimizi biliyor ve bize pek çok imkân sunuyor.

Gün içinde 5 vakit namaz birer sıfır noktasıdır. Hafta içinde Cuma namazı da öyle.

Yıl içinde mübarek geceler ve Üç Aylar. Sonra Ramazan. Sonra da özellikle Kadir gecesi. Bayramlar. Hepsi ayrı ayrı fırsattır. Ki insan herhangi bir tanesinde durup şöyle diyebilsin:

"Bugüne dek çok hatam oldu, gafil davrandım, günah işledim. Ama şimdiden sonra tövbe ediyorum."

Bu bazen bir namazdan sonra olur, bazen bir faziletli geceye tutunur insan bazen de aya. Buralar bizim tövbe ve arınma duraklarımızdır. Her şeye yeniden başlamak için fırsatlarımızdır. Af kapılarımızdır.

Ve işte şimdi bir af kapısının daha önündeyiz: Üç Aylar'ın.

Haydi bu kapıyı çalalım!

"2023'ün Üç Aylar'ında tövbe ettim." diyebilelim ilerleyen yıllarda. "2023'ün Üç Aylar'ında namaza başladım/gıybeti, alkolü, faizi, kumarı bıraktım/Kur'an öğrendim..."

Geç olmadan.
Belki bunun son fırsatımız olacağını unutmadan.

"Uyanın ey müminler, üç aylardır bu gelen,
Recep, Şaban, Ramazan, ne imkândır bu gelen!"





12 Ocak 2023 Perşembe

İmam Ebû Hanife (r.a.)

İmam Ebû Hanife'den (r.a.) bahsedenler onun kılıç gibi keskin bir zekâya sahip olduğunu da anlatmışlar ve hazırcevaplığını övmüşlerdir.

O, bir keresinde kendisine kadılık teklif edilince "ben kadılık yapamam" demiştir. Bu işe istekli olmadığını zaten bilen halife de "Yalan söylüyorsun!" diyerek karşılık vermiş, Ebû Hanife hazretleri ise "Eğer yalan söylüyorsam yalancıdan kadı olmaz. Yok, doğru söylüyorsam kadılık yapamacağımı söyledim!" diye cevap vermiştir. Ancak bu muazzam cevap halifeyi çok kızdırmıştır. Her türlü baskıya rağmen söz geçiremeyince Ebû Hanife'yi (r.a.) hapsetmiş ve işkenceye maruz bırakmıştır.

Peki acaba Ebû Hanife (r.a.) kadılığı neden kabul etmemiştir? Akla birkaç şey geliyor.

1. Çünkü "Kurb-i sultân âteş-i sûzân"dır. Yani (kötü) sultana yakın olmak, onun işlerini görmek yakıcı bir ateştir. O çevresindekilere ya direkt olarak zarar verir ya da hukuksuz işlerine ses çıkarmadıkları için kendisiyle birlikte onları da ateşe atar. 

2. "İlim rütbesi rütbelerin en üstünüdür." İlmin ne büyük bir paye olduğunu en iyi hakiki alimler bilir. Bu sebeple onlar ilim rütbesini başka geçici makam ve mevkilere değişmezler. Çünkü zaten bulundukları konum en yüce konumdur.

Allahu a'lem.

Son olarak şu var ki Ebû Hanife (r.a.) gibi karakterli ilim adamları gün geçtikçe azalıyor. Artık ilim ulvi bir amaç değil, insanı dünyevî arzularına kavuşturan bir araç haline geliyor. İlmi araç edinenler de maalesef arzuladıkları yere ulaşınca hak/hukuk tanımaz oluyor.

Allah akıbetimizi hayırlı eylesin.

7 Ocak 2023 Cumartesi

Mü'min ve Münafık


Bugün gittiğim Yavuz Sultan Selim Camii'nin duvarlarında şöyle bir söz yazıyordu:

"Mü'min mescitte sudaki balık gibidir.
Münafık ise mescitte kafesteki kuş gibidir."


Kısaca açalım.

Balığın yaşam alanı su olduğu için suda son derece rahat eder. Orada dilediği gibi dolaşır, huzur bulur, gıdalanır ve yaşar. Ancak sudan çıkarıldığında yaşayamaz, ölür. Çünkü hayatiyetini sağladığı şeyden, sudan kopar. Bu yüzden oradan hiç çıkmak istemez. Hakiki mü'min için de mescit işte tam böyledir. O da mescitte huzur bulur, rahat eder, vaktini orada geçirmekten hoşlanır. Çıktığında da ruhu daralır, bir vakitten sonra başka bir vakti bekler.

Buna karşın münafık mescitte kafesteki kuş gibidir. Kuş kafeste nasıl bunalıyorsa münafık da mescitte öyle bunalır, hemen çıkmak ister.

İbretle bakan gözlere burada nice dersler vardır. Hakiki mü'minin camiyle problemi olmamalıdır, orada daralmamalıdır. Mesela namazın farzı bitince tesbih bile çekmeden sanki yangından kaçıyormuş gibi hemen kendini dışarı atmamalıdır. İbadetini güzelce yapıp hissesini tastamam aldıktan sonra camiden kemâl-i edeple ayrılmalıdır. Öbür türlüsü bizi münafıklara benzetir ki Allah cümlemizi onlara benzemekten muhafaza eylesin.