Görevlerimiz icabı zaman zaman camilerimizin şerefli kürsüleri bizlere emanet ediliyor. Yahut farklı topluluklara farklı mekânlarda konuşmamız gerekebiliyor. Peki bu konuşmaların kalitesini nasıl artırabiliriz? Bu konuya ilişkin şimdiye kadar edindiğim izlenimler ve tecrübeli hocalarımızın tavsiyelerini dikkate alarak üç başlıktan oluşan kısa bir özet yapmaya çalıştım. Eklemek istediğiniz hususları belirtebilirsiniz. İstifadeli olması duasıyla.
1. Konuşmaya başlangıç şekilleri
Özellikle dikkati dağınık ya da bulundukları yere zorla getirilmiş bir topluluğa konuşacaksanız dikkatlerini henüz ilk kurduğunuz cümleyle çekebilmeniz çok önemli. Yoksa isteksiz bir gruba konuşmak her dakika sizin hevesinizi de kaçıracaktır. Bu bazen söze iki mısra şiir okuyarak ya da bir hikayeyle başlayarak olabilir. Mesela Hz. Peygamber'in (s.a.s.) doğumunu anlatacağınız bir konuşmaya "On dört asır evvel, yine böyle bir geceydi, kumdan ayın on dördü, öksüz çıkıverdi." ya da "Zulüm her yanı sarmış, haksızlıklar artmıştı. Adaletsizlik yeryüzünü kuşatmıştı. Kâinat artık insanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaracak bir nur beklemeye başlamıştı..." diye yapılan bir başlangıç genellikle dinleyicinin ilgisini çeken bir başlangıç oluyor.
Konuşmanın en başında dinleyicilere orada neden bulunduklarını, o buluşmada neler kazanacaklarını anlatan bir konuşma planı çıkarırsanız bu da iyi olabiliyor. Kimi "birazdan size çok önemli bir şey söyleyeceğim ama önce bazı ön bilgiler vermem lazım" gibi bir giriş cümlesiyle başlıyor. Bu da iyi bir yöntem. Çünkü dinleyici "acaba bu çok önemli bilgiyi ne zaman verecek" diye bekleyişe geçiyor ve anlatılanı pür dikkat dinliyor. Espri yeteneğiniz varsa ortamı ısıtmak için küçük bir espriyle de başlayabilirsiniz ama "espri yeteneğiniz varsa". Eğer yoksa ve yaptığınız espriye kimse gülmezse ortam daha da geriliyor.
2. Konuşma esnasındaki görünümler
Konuşmacının önceden hazırladığı notlara ara ara bakarak yaptığı hitap şekli en etkili şekil diyebiliriz. Önünde not olmadan irticâlen/ doğaçlama konuşmak ustalık zannedilse de -eğer bir Necmettin Erbakan filan değilseniz ve zihninizden planlı konuşamıyorsanız- bu dinleyiciye "herhangi bir hazırlık yapmamış, kafasına göre konuşup gidecek" izlenimi veriyor. Buna karşın konuşmacının önündeki notlar ona "ben sizi önemsiyorum ve dersime çalıştım" görünümü kazandırıyor. Bu da konuşmayı dinlemeye değer kılıyor. Konuşmaya tiyatral bir hava katmak da dinleyicinin sizde kalması açısından çok önemli. Yalnızca ağzın konuştuğu, ellerin ve yüzün konuşmadığı konuşmalar bilimsel araştırmalara göre de kalıcı olmuyor.
3. Konuşma sonu
Özellikle camide vaaz ediyorsanız cemaat genelde son 5-10 dakika tam olarak toplanacaktır. Bu yüzden konuşmanın en vurucu bölümlerini bu kısma saklamalısınız. Salon konuşmaları için de konuşmanın sonu çok önemlidir. O son 5 dakikada anlatacağınız bir anekdotla dinleyici şoklayabilirsiniz. Genelde dinleyicinin bir daha sizi dinleyip dinlememeye karar verdiği kısım o son kısımdır. Anlatılan konuyu güzelce toparlayıp iyi bir özet yapmak ya da konuya ilişkin bir soruyla kapatmak da bir seçenek. Bence burada da en etkilisi ders çıkarılacak ve akılda kalacak iyi bir hikaye anlatmak. Tabiî bazen konuşmanın çeşitli sebeplerle uzaması gerekebilir. Böyle durumlarda kullanmak üzere yedek bilgileri/ anekdotları/ kıssaları vb. notlarınızın bir kenarına iliştirmek her zaman yararınıza olacaktır.
Konuşmaya hazırlanıp yeter derecede prova yapmak, düzgün bir Türkçe'ye, doğru tonlamalara sahip olmak, heyecanı kontrol etmek gibi herkesçe bilinen konulara sözü uzatmamak adına değinmedim. Bir de siz ne anlatırsanız anlatın hiç oralı olmayacak insanlar her zaman bulunacaktır. Onlara hiç takılmayın.
Son olarak tüm bunların tesirini katlayacak bir husus var ki o da hâlis niyettir. Size o gün o vazife tevdi edilmiş olabilir. Fakat siz o vazifeyi yalnızca işiniz olduğu için yaparsanız Allah tesirini yaratmıyor, konuşma donuk ve yavan kalıyor. Yok "Bu benim elime geçen fırsat pek çok peygamberin bile eline geçmemişti. Bunu iyi kullanmalıyım ve insanlara Allah rızası için güzel şeyler anlatmalıyım." diye düşünürseniz Allah o zaman kalbinizi de konuşturmaya başlıyor, hiç hesapta olmayan şeyler söylüyorsunuz ve konuştuğunuzu dinletiyorsunuz.
Deneyin, göreceksiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder