11 Temmuz 2021 Pazar

Çocuğumu Âlim Yapayım Derken...


Özellikle hafızlık eğitimi gören çocuklar çeşitli sebeplerle bazen oyundan, eğlenceden ve diğer farklı aktivitelerden uzaklaş(tırıl)ıyorlar. Bu durum da çocuğa fayda değil aksine zarar veriyor. Öyle ki zamanla gördüğü derse karşı bıkkınlık duymaya başlıyor, hatta en hareketli çağında onun dış dünyayla bağlarını kopardığı, arkadaşlarıyla arasını açtığı için bu derslerden nefret etmeye bile başlıyor. İslâmî ilimler okuduktan sonra bir daha hiç kitap açmayanlar ya da hafızlığı bitirip bir daha Mushaf-ı Şerîf'in yüzüne bakmayanlar bu durumun en net göstergeleri olabilir. Çocukların bu eğitimleri alırken yapamadıklarını sonraki hayatlarında "acısını çıkarırcasına" yapmaları da yine bu baskıların ortaya çıkardığı bir diğer problemli durum.

İmâm-ı Gazâlî hazretleri vaktiyle İhyâ'da bu konuya değinerek bizi şöyle uyarmış:

"Çocuk medreseden döndükten sonra üzerindeki yorgunluğu atıp rahatlaması için güzelce oyun oynamasına izin verilmelidir. Onu oyundan menedip sürekli ilimle yormak kalbini öldürür, zekasına zarar verir, hayatını zehir eder. Öyle ki kurtulmak için hilelere başvurur." (İhyâ-u ulûmiddîn, Riyâdatu'n nefs bâbı)

Bu sebeple her şeyde olduğu gibi çocuk eğitiminde de ölçüyü gözetmek her zaman en faydalısı ve iyisi olacaktır. Yoksa çocuğumuzu âlim yapmaya çalışırken farkında olmadan çok kötü sonuçların ortaya çıkmasına sebep olabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder