8 Haziran 2021 Salı

Tahdîs-i Nimet

Allah, verdiği nimeti kulunun üzerinde görmek ister (Buhârî, Libâs, 1). Bu yüzden kişi imkânlar dahilinde -mal sevgisine müptelâ olmadan- en iyi elbiseyi giymeli, en güzel evde oturmalı, en güzel arabaya binmelidir. Bu, hal diliyle kulun "elhamdülillah, bunu bana Allah verdi" demesini, o nimetle sevinip Allah'a şükretmesini ifade eder. Buna tahdîs-i nimet denir.

İnsanlar da böyledir; hediye ettikleri şeyin kullanılmasını, işe yaramasını, hediye edileni sevindirmesini isterler. Bu bağlamda mesela büyüklerimizin torunlarına hediye ettiği elbiseleri -bizim göz zevkimize hitap etmese de- hiç değilse onları ziyaret ederken çocuklarımıza giydirmeliyiz. Bu onların çok hoşlarına gidecektir. Varsın çocuk bir gün bir daha giydirmek istemeyeceğiniz rengârenk bir kıyafetle dolaşsın. Bir gönül almanın, yüzde bir tebessüm oluşturmanın yerini hiçbir şey tutamaz. Aynı şekilde nezâketsiz davranarak gönül yıkmanın günahını da hiçbir kefe tartamaz.

İslâm serâpâ inceliktir.

"Gönül Çalab'ın (Allah'ın) tahtı, Çalab gönüle baktı.
İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder