Hz. Adem'in (a.s.) cennetten dünyaya gönderilişi ilim ehlinin hep ilgisini çekmiştir. Cennet nimetleri içinde yaşayan bir insan nasıl ve neden oradan çıkmıştır ki?
Ayetlerde ifade edildiği üzere (Bakara 2/ 35-40) Hz. Adem'in cennetten çıkarılışı kendisine yasaklanan ağaçtan yemesi sebebiyle olmuştur. Kimine göre bu ağaç bir üzüm ağacıdır, kimine göre buğday (Medârik, c. 1, s. 81; Celâleyn, s. 5), kimine göre de ağaç yalnızca bir temsilden ibarettir. Fakat neticede söz konusu yasağa rağmen mahiyeti belli olmayan bu ağaçtan yemesi onun cennetten çıkarılmasına yol açmıştır. Hatta İmam Nesefî (r.a.) tefsirinde konuya ilişkin olarak şöyle veciz bir ifade paylaşır bizlerle: "كيف لا يعصي الانسان، و قوته من شجرة العصيان؟"/İnsan kuvvetini (Hz. Âdem'in yediği bu) isyan ağacından alıyorken nasıl isyan etmesin?
İlim ehli konuyu tartışadursun, gelin biz bu olaya bir şairin, Ebûbekir Kânî'nin gözünden bakalım. O, bu olayı şöyle anlatıyor:
"Duyunca makdem-i teşrîfin Âdem sulb-i pâkinden,
Değişdi habbeye bâğ-ı cinânı yâ Resûlallah."
Yani Yâ Resûlullah, Hz. Âdem senin dünyayı şereflendirişinin kendi temiz soyundan olacağını duyunca, cennet bahçelerini bir buğday tanesine değişti ve cennetten çıktı. Yani Hz. Âdem'i bu ağaçtan yemeye sevk eden şey belki de Resûlullah'ı görebileceği yönündeki ümidiydi. Böylece zahiren hatalı bir iş yapıyormuş gibi göründü ve O'nu görmek uğruna eşsiz cennet nimetlerini terk edip dünyaya geldi...
Salât ve selâm peygamberleri bile kendine âşık eden Efendimiz'in (s.a.s.) üzerine olsun. O mücellâ çehreyi doyasıya seyretmek cümle ümmet-i Muhammed'e nasip olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder