Ciğerimize dolan tertemiz hava, içimi tatlı sular, gönül açıcı doğa manzaları; şırıl şırıl akan ırmaklar, göller, uçsuz bucaksız deniz ve okyanuslar, yemyeşil ormanlar, kupkuru çöller, üzerine farklı tohumlar ekip suladığımızda bize tadına doyamadığımız çeşit çeşit mahsulleri olgunlaştırıp ikram eden, sonra öldüğümüzde bizi şefkatle saran kara toprak, mevsim meyveleri, çeşitli sebzeler, bunların yetişmesi için her gün tam vaktinde doğup batan güneş, Nisan yağmurları, gece semayı süsleyen ay ve yıldızlar, gül goncası, kuş cıvıltısı, bülbül ötüşleri, çocuk gülüşleri, annelerimiz, birbirimizi sevme kabiliyetine sahip kalplerimiz...
Bunlar ve çok daha fazlası Allah'ın bizlere bahşettiği nimetlerden sadece bazıları. O kadar çoklar ki saymaya muktedir olamıyoruz. Fakat nankörlük etmeye gelince de bizi hiç kimse geçemiyor o konuda. Ne acı!
"O Allah size istediğiniz her şeyi verdi. Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız sayamazsınız. Şu bir gerçek ki insanoğlu çok zalim, çok nankördür!" (İbrâhim 14/ 34)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder