Kalp değişken yapısı itibariyle sevdiğini anar, andığını sever. Yani dilinizde neyin zikri varsa kalbiniz ona meyleder, dâim onu zikreder. Buna göre diliniz "Allah" diyorsa kalbiniz de "Allah" diyecektir. Fakat diliniz sürekli dünyalık şeylerden bahsediyorsa kalbiniz de dünyaya yönelecektir, onu sevecektir, değişecektir. Bu yüzden günlük konuşmalarımızda neleri konu edindiğimize oldukça dikkat etmeliyiz. Zira kalbin olumlu yöndeki her değişimi faydamıza olacakken bozulup kararması da zararımıza olacaktır. Çünkü beden ülkesinin sultanı kalptir ve bedenin madden ve mânen selâmeti bu organın selâmetine bağlanmıştır (Buhârî, Îmân, 39). Bu açıdan ancak kalbimizi mâsivâdan (Allah'tan gayrı her şey) arındırıp pîr u pâk edebildiğimiz oranda kaliteli bir mümin olabiliriz.
İşte tüm bunlardan dolayı yıl boyunca kararan kalplerimizi zikir (Kur'ân) ayı Ramazan'da her biri bir başka zikir olan ibadetleri titizlikle ifa ederek zikrullâh cilasıyla parlatıp güzelleştirmeliyiz. Bu ayın gündüz ve gecelerini kalp tezkiyesi için bir fırsat olarak görmeli, gaflet içinde geçirmemeliyiz. Hz. Yunus Emre'nin söylediği gibi:
"Geceler uykudan uyan, gizli sırlar olsun ayan.
Mahrum olmaz Allah diyen, yalvar kul Allah'a yalvar."
"Sabah akşam Rabbinin adını an. Gecenin bir kısmında O’na secde et ve uzun gece boyunca O’nu tesbih et." (İnsân 76/ 25-26)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder