24 Nisan 2021 Cumartesi

İslâm Dolu Hatıralar


İslâm'ın bizden istediklerini uygulanması gereken salt kanunlar bütünü olarak değerlendiremeyiz. Çünkü İslâm onu yaşarken aynı zamanda bize bir şeyler hissettirmek, zihnimizin ardında güzel hatıralar bırakmak da istiyor. Gerçekten meşakkatli olan bu dünya hayatında insanı ancak ardına baktığında bulduğu güzel hatıralar ayakta tutabiliyor.

Mesela zamanla düşünce dünyalarına hangi dinî, siyâsî, ictimâî fikirler hâkim olursa olsun, üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, bir kez olsun Ramazan'ı birlikte geçiren bir ailenin fertleri bu esenlik dolu ayda yaşadıklarını asla unutamayacak, gönül hafızalarından silemeyeceklerdir. Söz gelimi çocuklarını binbir şefkatle sahura kaldıran bir baba, saçlarında dolaşan sıcak bir elle kendini yarı uyur, yarı uyanık sahur sofrasında bulan bir çocuk ve onlar için özenle hazırlık yapan, böylece alıp verdiği her nefeste hayır, hasenât hanesini daha da dolduran bir anne, bu anılarını bir daha unutamayacak ya da hiç değilse ileride kalplerinin üzerindeki ipek bir tül gibi hissedeceklerdir; öylesine zarif, öylesine yumuşak ve güzel. Hem sonra okunan mukabelelerde bizi saran o huzur ve sekinet hali, teravihlerde Resûl-i Müctebâya (s.a.s) özlemle getirilen salât ü selâmlar, aralarda yanık sesli müezzinlerin geçtiği kasideler, iftara gelen komşularla meleklerin evimize altın tepsiler içinde getirip boşalttıkları bereketi de hiçbirimiz aklımızdan kolay kolay çıkaramayacağız.

Bu yüzden ailemize kalıcı bir iyilik yapmak istiyorsak onlara İslâm dolu hatıralar bırakmalıyız. Bu sayede gönülleri baştan başa güzellik olan, rabbimizin bizim için beğenip seçtiği İslâm'a rapt olacak, ondan bir daha kopamayacaktır.

“İşte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm’ı beğendim.” (Mâide 5/3)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder