30 Mayıs 2023 Salı

Zihnimizdeki Hançer: Keşke



Efendimiz (s.a.s.) bir hadislerinde güçlü müminin zayıf müminden daha hayırlı olduğunu ve hayırlı işlerde tembellikten kaçınıp gayretli olmamız gerektiğini ifade ettikten sonra şöyle buyuruyor:

"Başına bir şey gelirse 'Keşke şöyle yapsaydım, böyle olurdu.' diye hayıflanıp durma. 'Allah’ın takdiri buymuş, O ne dilerse öyle yapar.' de. Zira 'Eğer şöyle yapsaydım (keşke)' sözü şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar.” (Müslim, Kader, 34)

Üzerinde biraz tefekkür edildiğinde Hz. Peygamber'in bizlere burada hayatın kendisine dair çok kıymetli bir nasihat sunduğu anlaşılacaktır. Zira işi baştan sağlam ve güzel yapmak müminlerin özelliklerindendir. Mümin kazancını helalinden tutar, çalışırken yaradana dayanır ve güvenir, neticeyi de yine O'na bırakır. Çünkü neticeyi ortaya çıkaracak olan Allah'tır.

Buna karşın "keşke" ise insanı içinden çıkılması zor, derin ve karanlık kuyulara atar. Her "keşke" ile insan pişmanlık bataklığında biraz daha derinlere batar. Bu yüzden elinden gelen her şeyi yapmasına rağmen sınavda istediği başarıyı elde edemeyen bir öğrencinin "keşke" demeye başladığında bunalıma girmesi kaçınılmazdır. Tüm tedbirleri almasına rağmen başına gelen felakete engel olamayan biri "keşke" dedikçe daha çok gamlanır. Gönlünden geçen ile değil de nasibine düşen ile evlenen biri "keşke" dedikçe yuvasında huzur bulmaktan bir adım daha uzaklaşır. Yakınını göz göre göre kaybederken yapacak hiçbir şeyi olmayan bir başkası "keşke" dedikçe kendini biraz daha yıpratır, hayattan bir parça daha kopar. Yani "keşke" insanı yaşayan bir ölüye çeviren, zihne saplı bir hançer gibidir. Peki bu hançer nasıl sökülür?

Bu noktada bize düşen ilk şey her hayırlı işimizde ciddi, samimi, gayretli bir çalışma ortaya koymaktır. Çünkü böyle anlamlı bir çaba bizi "Ben elimden geleni yaptım." ferahlığına ulaştıracaktır. Ancak yine de bundan sonra işler istediğimiz gibi neticelenmezse hadiste ifade edildiği üzere "Takdir-i ilahi böyleymiş." diyerek teslimiyet göstermek ve yeni bir sayfa açmak bizi beyhude âh vâh etmekten, takılıp kalmaktan, ruhi hastalıklara yakalanmaktan koruyacaktır.

Büyüklerimizin böyle zamanlarda söylediği "Olanda hayır vardır.", "Olmuşla ölmüşe çare yoktur." gibi sözleri ne kadar da anlamlıdır! Demek ki elden kaçana üzülmeyip yeni bir sayfa açmak, taptaze heyecan ve duygularla her şeye yeniden başlamak en güzeli olacaktır. Öyleyse biz işlerini güzel yapan, hayata dair hep yeni bir planı olan, neş'e ve heyecan dolu müminlerden olalım.

Yunus Emre hazretlerinin ifadesiyle;

"Her dem yeniden doğarız,
Bizden kim usanası?"




7 Mayıs 2023 Pazar

Bizim Yüzümüzden


Şunu hiç düşündük mü: Günlük yaşantımızda bize bir zarar gelmesin istiyoruz ancak bizim yüzümüzden başkasının zarara uğramamasını önemsiyor muyuz? Bu konuda ne kadar hassas davranıyoruz? İlkini herkes ister fakat ikincisini yalnızca müslüman karakteri oturmuş, kıvamını bulmuş insanlar düşünebilir.

Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) evden her çıkışında şu sözleri tekrar edermiş:

"Allah'ın adıyla çıkıyorum. Allah'a güveniyorum. Allah'ım; sapmaktan, saptırılmaktan, ayağımın kaymasından ve başkasının ayağını kaydırmaktan haksızlık yapmaktan, haksızlığa uğramaktan, cahilce davranmaktan ve cahillerin davranışlarına muhatap olmaktan
sana sığınırım." (Ebû Dâvûd, Edeb, 103)

Öyleyse bizim yüzümüzden kimsenin canı sıkılmamalı, günü berbat olmamalı, haysiyet ve şerefine zarar gelmemeli. Kendimizi başkalarından koruduğumuz gibi kendimizden de başkalarını korumalıyız. Kısacası, kötülüğe maruz kalmamak kadar kötülüğün kaynağı olmamayı da önemsemeliyiz. Bunu bize güzel peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa öğretiyor. Allah bizi O'nun katarından ayırmasın.

"Aklı olan ömrün vermez hebâya,
Tâbî olur Muhammed Mustafâ'ya."