27 Mayıs 2022 Cuma

Çocuk


İbn Abbâs'ın (r.a.) rivayet ettiğine göre Hz. Yûsuf babalarına vermeleri için kardeşlerine gömleğini emanet ettiğinde babası Hz. Yakûb onun kokusunu almıştı ve Hz. Yûsuf'un kardeşlerine "Eğer bana bunamış demezseniz, inanın ben Yûsuf’un kokusunu alıyorum!" demişti. İbn Abbas'a (r.a.) göre Hz. Yakûb bunu dediğinde Hz. Yûsuf'la arasında tam 8 günlük mesafe vardı. Böylesi bir mesafeden onun kokusunu almıştı. (Celâleddîn es-Suyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, c. 8, s. 326) Hz. Yakûb'un peygamberlik yaptığı Filistin ile Hz. Yusûf'un görev yaptığı Mısır arasındaki mesafenin 740 km olduğu düşünüldüğünde, bu mesafenin günümüz şartlarında dahi yürüyerek ancak 8 günde geçilebileceği anlaşılacaktır.


740 km öteden kaybolan bir çocuğun kokusunu duymak...

Bugünün fıtratı bozulmuş insanı işte bu sevgiyi idrak edemiyor, zahmetli yönlerinden korktuğu için yerine başka şeyler koymak, kendini öyle avutmak istiyor. Halbuki çocuk sevgisi bir insanın bu dünyada yaşayabileceği en kuvvetli hislerdendir. İnsanı hayata bağlar, bencillikten kurtarır, başkası için yaşamayı ve gerçekten sevmeyi, özlemeyi öğretir.

Bu sevginin yerini başka hiçbir şey tutamaz.
Fıtratımızla oynamayalım.

"Kafile (Mısır’dan) ayrılınca babaları, 'Eğer bana bunamış demezseniz, inanın ben Yûsuf’un kokusunu alıyorum!' dedi." (Yûsuf 12/94)

18 Mayıs 2022 Çarşamba

Hasta Ziyareti


"Iyâdetü'l merîdı, kecelseti'l hatîbi."
-Hasta ziyaret(inin müddet)i, hatibin oturması kadardır.

Hasta ziyaretinin süresi oldukça kısa tutulmalıdır. Hatta o derece ki bu ziyaret, cuma günü iki hutbe arasında yaklaşık bir dakika oturan imamın oturması kadar kısa yapılmalıdır. Zira hastanın kendi derdi, sıkıntısı; hastalığının ortaya çıkardığı özel durumları olabilir. Tüm bunlar onun insanlarla çok vakit etmesine engel olur. Bu yüzden hasta ziyareti kısa olmalıdır ki amaçlanan faydaya, yani moral ve şifaya sebep olabilsin. Aksi takdirde bu ziyaret hasta için elem ve kedere dönüşecektir.

Diğer yandan ziyarete giderken hastanın seveceği hediyelerden götürmek ve gevezelik edip onu yormamak güzeldir. Bu noktada gereksiz sorular sormak, hastalığı esnasında meydana gelen kötü olaylardan bahsetmek yerine ona moral vermek ve şifa bulması için dua etmek övülen davranışlardandır.

Güzel dinimiz İslâm, ince düşünce ve nezaket dinidir.

"Bir müslüman hasta olan bir kardeşini sabah ziyarete giderse yetmiş bin melek akşama kadar ona rahmet okur. Eğer akşam ziyaret ederse yetmiş bin melek onun için sabaha kadar istiğfâr eder. Ve o kişi için cennette toplanmış meyveler de vardır." (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 3)

16 Mayıs 2022 Pazartesi

Duhâ


Duha suresi "aydınlık sabaha ve karanlık geceye yemin olsun" ifadeleriyle başlar. Burada zikri geçen "duhâ" kelimesi "gündüzün tam ortası" ve "aydınlanma vakti" anlamlarına gelir. "Leyl"den kasıt ise "karanlık gece"dir (Taberî, Câmiu'l beyân; Âlûsî, Rûhu'l meânî). Allah bu sure boyunca fahr-i kâinât efendimizi (s.a.s.) teselli eder. Zira surenin iniş ortamına baktığımızda Hz. Peygamber'e gelen vahyin bir müddet kesildiği (fetret devri) ve efendimizin (s.a.s.) bundan dolayı endişeye kapıldığı, müşriklerin eziyet veren sözleriyle sıkıntıya uğradığı bilinmektedir (Taberî, Câmiu'l beyân; Suyûtî, ed-Dürrü'l mensûr).

Sure bu bilgi eşliğinde okuduğunda Allah sanki aydınlık ve karanlığa dikkat çekerek önce o dönem iyice bunalmış olan efendimize (s.a.s.) sonra da birer birer hepimize şunları söylemek istiyor gibidir: "Unutma; her aydınlıktan sonra bir karanlık, her kolaylıktan sonra bir zorluk, her sevinçten sonra bir keder, her şifadan sonra bir hastalık, her zenginlikten sonra bir fakirlik, her kavuşmadan sonra bir ayrılık gelir. Dünyanın düzeni böyledir. Ama tüm bunlarla birlikte rabbin seni asla unutmaz, bir başına da bırakmaz. Öyleyse sonsuz iyiliğin, bitmez tükenmez güzelliğin ahiret yurdunda olduğunu bil. Dünyaya gönül bağlama. Yetimi ve isteyeni geri çevirme. Daima rabbinin nimetlerini minnetle ve şükürle an."

Öyle ya, büyüklerin söylediği gibi bu âlemde "Ne dem bâkî ne gam bâkî."dir. Buranın sevinci de hüznü de geçicidir. Bu yüzden maharet hiçbir anımızda rabbimizi unutmamak ve yardımını ummaktadır. Zira O bizi hiç terk etmez.

"Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da." (Duhâ, 93/3)