Bugün Eyüp Sultan Müftülüğü, Hz. Kaab Camii'nde yapılan bir dizi faaliyetin görenler tarafından tebrik edildiğine, hatta çoğu insanın bu hizmetleri tüm camileri kapsayacak şekilde yaymayı teklif ettiklerine şahit oldum. Yürütülen hizmetler gerçekten takdire şayan. Vesile olanlardan Allah razı olsun. Fakat bu hizmetlerin tüm camilerden beklenmesi makul mü? Her cami bu hizmetleri yapabilecek imkana sahip mi? Biz camilerimize ne kadar destek oluyoruz da bu hizmetleri hepsinden bekliyoruz? Gelin birlikte bakalım konuya.
Camilerin akarsız yapılması
Camilerimizin durumu içler acısı. Evvela bunu bilelim. Günümüzde bir şekilde cami yapılıyor ama bu türlü hizmetlere imkan sunacak akar sağlanmıyor maalesef. Yani Osmanlı'daki gibi çeşitli yerlerde akarı olan, böylece hem kendi ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayan (görevlilerinin maaşlarını dahi ödeyebilecek kadar) hem de hayrî faaliyetleri çevirebilen camilerimiz artık yok. Ayrıca bu türlü hizmeti sunmak Diyanet'in vazifesi de değil. Olsa güzel olmaz mı, elbette güzel olur fakat ne Diyanet'e böyle bir görev tevdi edilmiş, ne de böyle bir kalemden bütçe ayrılmış.
Öte yandan dinimizde vakıf malı mukaddestir ve asla vakfedenin rızası olmadan el konulamaz. Eski Edirne Müftüsü merhum İbrahim Koçaşlı hocanın söylediğine göre arşiv kayıtlarında Edirne'nin kenar mahallelerinden birinde bulunan Daru'l Hadis Camii'nin bile başka illerde vakıf arazileri, dükkanları varmış. Bu sadece bir örnek. Şimdi düşünmemiz gerekmiyor mu, hem bunlara el koyarak camilerden koparıp camileri kendi hallerine bırakacaksınız, beş kuruşsuz hale getireceksiniz hem de bu türlü hizmetler bekleyeceksiniz, bu akıl kârı mı?
Millet tutturmuş bir Diyanet bütçesidir gidiyor. Cuma'da toplanan paralar herkesin dilinde. Bir teklifim var benim. O yardımları lütfen namazdan sonra bekleyin, hocalarımızla birlikte bir sayın ve kaç lira çıktığını kendi gözlerinizle görün. O paralar toplandıkları camilerin ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor çoğu zaman. Üstelik hasbelkader bir lira atan da bir sürü tantana yapıyor. Böyle mi olmalıydı? Camilerimizin bu hale düşürülmesi gerçekten çok üzücü. Bu yüzden o vakıf arazilerini, dükkanları, camilerden koparanlar büyük bir vebal altındadırlar ve elbette Allah bunun hesabını onlardan soracaktır.
Camilere ne kadar destek veriyoruz?
Yani dostlar, bu hizmetler camilerden beklenecek hizmetler değil. Bunun için Kaymakamlıklarımız var. Pekâlâ hem bütçeleri müsait hem de bu işleri gayet güzel yürütüyorlar. Bu türlü şeyleri Diyanet'ten bekleyenler genelde vâkıadan bihaber olan kimseler. Önce gerçeklerle bir yüzleşelim, sonra bu taleplerde bulunalım. Eğer mahalle camimizden böyle bir hizmet bekliyorsak samimi olmalı ve ev başına en azından her ay 100'er lira mahalle camimize bağışlamalıyız. Bunu yapmıyorsak böyle bir talepte bulunma hakkımız da olamaz.
Neden her şey yalnızca camilerden bekleniyor?
Bir de bütçeleri milyar liralara ulaşan, buna rağmen yine de dilencilik ederek insanlardan para toplayan futbol kulüplerinden filan böyle taleplerde neden bulunulmaz acaba? Ya da servet sahibi iş adamlarından, sanatçılardan? Aynı şekilde neden buralara verilen paraların hesabı yapılmaz da Cuma'dan Cuma'ya yardım kutusuna atılan bir liranın lafı yapılır durur?
Ben söyleyeyim, çünkü bugün Allah'ın dini sahipsiz ve onun mazlum bırakılmış temsilcilerini, müesseselerini ezmek hem daha kolay hem de hoşumuza gidiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder