Ana Sayfa

24 Aralık 2021 Cuma

Haber


Ümmü Süleym (r.anhâ) adındaki bir hanım sahabî, çocuğunun ölüm haberini kocasına verirken önce onun karnını doyuruyor, oturacağı yeri hazırlıyor, sonra da şöyle diyor: "Biri bir aileye emanet verse sonra da onu geri istese vermemezlik edebilirler mi? Edemezler. Öyleyse çocuğunun sevabını Allah'tan bekle." (Buhârî, Cenâiz, 135)

Ölüm haberi vermek; musibetin ilk tosladığı an, hakiki sabrın ortaya çıkacağı an. Bu an, haberi veren için de alan için de çok kritik. Ya birden söyleyip karşıdaki insanı büyük bir boşluğa düşürürsünüz ya da uygun bir dille, sakince, haberi alacak kişiyi hazırladıktan sonra anlatıp onu yatıştırırsınız.

Bu kritik anda Ümmü Süleym'in (r.anhâ) tutturduğu bu tavır, daha sonra Hz. Peygamber tarafından da övülüyor.

Öyleyse haberi verene teskin edici olmak, haberi alana da sabır göstermek düşüyor. Neticede alan da O veren de. İçli içli ağlamak elbette fıtrî fakat bağırıp çağırmak hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Kavuşmalar artık mahşere kalacak. En iyisi tepkide aşırıya kaçmamak, hayatın her alanında istendiği gibi ölçüyü kaçırmamak. Bize verilen her şeyin bu fâni dünya hayatında yalnızca birer emanet olduğunun bilince olmak.

"Bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bunu bilselerdi!" (Ankebût 29/64)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder